HİPNOTERAPİ

HİPNOTERAPİ

HİPNOZ NEDİR? 


Hipnoz sanıldığının aksine uyku değil, belki hedeflenen amaca odaklanmış bir uyanıklık halidir. Hipnoz’un uyku ile yakın ilişkili kavramlar oldukları yanılgısına belki siz de düşüyorsunuz. Sanırım hipnoz sözcüğünün yakın tarihine baktığınızda hipnoz ve uykuyu niye birbirine yakıştırıldığını anlayabiliriz. İlk defa İngiliz cerrah James Braid (1795-1860) tarafından kullanılan “hipnotizma” terimi, Yunanca ‘uyku’ anlamına gelen ‘hypnos’ kelimesinden gelir. Bu isim benzerliği dışında hipnoz, bütünüyle kendine özgü özellikleriyle bilinçliliğin farklı bir durumudur. Hipnoz, basitçe trans halidir. Trans hali uyku ve uyanıklık arasında olan ve telkin almayı kolay hale getiren bir ruh halidir.  

Trans hali; bakış, söz veya sallanan sarkaç benzeri yardımcı nesneler ve nefes kullanılarak gerçekleştirilir, kişi bu esnada telkin alabilir duruma gelir. Hipnoz altında uyuyor gibi görünen birey koku, ses, ışık gibi çevresel uyaranlara kendini kapatmış olmasına karşın üst düzeyde uyanıklığa sahiptir ve bunları isterse duyar veya hissedebilir. Buradaki temel felsefe, genel uyanıklık alanında bilinci daraltmak, hipnoterapistin yönlendirilmesiyle işlenecek olan özel alanda bilinci genişletmektedir. Bu sayede birçok ruhsal patolojiye sebep olan bilinçdışı tortuya ulaşılmakta ve temizlenebilmektedir. Hipnozda bilinç devre dışı kalmaz, bilinç ile bilinçdışı iletişime geçer, işbirliği yapar.


HİPNOTERAPİ NEDİR ?


Hipnoterapi, psikolojinin en ileri formudur. Bu form bilimle sanatın içe içe girdiği, birbirini işlediği bir formdur. Hipnoterapi, bilincin hipnotik olarak değiştiği süreçte terapist ve danışanın birlikte götürdükleri bir psikoterapi sürecidir. Hipnoz vasıtasıyla oluşturulan farkındalık, içe dönüş sonucu, bilinçaltını isteğe bağlı olarak değiştirebilme sürecidir. Hipnoterapide ruhsal ya da fiziksel sorunların kaynağı biliçaltından bulunup tespit edilir, kaynak temizlenir ve verilen olumlu telkinlerle danışanın hayatında köklü değişiklikler oluşturulur. 

Tıp dünyasında hipnoterapi bir psikoterapi yöntemi olarak kabul edilmektedir. İngiliz tıp birliği 1953 yılında, Amerikan tıp birliği 1958 yılında hipnoterapiyi, bir psikoterapi yöntemi olarak kabul etti. Türkiye’de de hipnoz tekniğinin kullanıldığı uygulamalar, Sağlık Bakanlığı’nın onayıyla tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır.

Hipnoterapi haha çok psikiyatrik, ruhsal hastalıklarda uygulanmakla birlikte, zihin beden bütünlüğü esas alındığı için fiziksel rahatsızlıklarda, acı ve ağrı kontrolünde de etkilidir.

Hastalıkların duygusal (psikolojik) sebeplerini ilaçsız tedavi etmek için kullanılan etkin bir yöntemdir. Hastalıkların blinçaltındaki travmalarına ulaşmamızda sık kullandığımız araçtır.

Çözüm odaklı teşhise uygun, olumlu olarak yapılan kaynaktan tedavi edici özelliklere sahip bir terapi yöntemi olup, trans durumunda uygulandığında olumlu değişimlere ve iyileşmeye yol açar. Hipnoterapi tedaviyi sağlayan olumlu telkinler ve bu sırada uygulanan psikoterapi yöntemleridir. Çok sayıda terapi yöntemi bulunur. Her biri ayrı bir teknik olan; Regresyon, Parts, Direkt telkin, İndirekt telkin, Hipnodrama, Hipnoanaliz, Ericksonian yöntemler, Brandon tekniği, Semptom baskılama, Semptom yer değiştirme, İmgeleme gibi hipnoterapi tekniklerinden kişiye özel bir süreç uygulamaktayız. Bu hipnoterapi tekniklerinin yanısıra, gerektiğinde, EFT, NLP teknikleri ve Bilişsel-Davranışçı yöntemlerle de terapilere destek sağlamaktayız. 

Bilimsel olarak kabul gören 3 tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bunlar;

Medikal tedavi: Bunlar ilaç tedavisiyle yapılır. Bu 3 - 6 aydan başlayan, bazı durumlarda ömür boyu uygulanması gereken bir tedavidir. Beynin biyolojik bozukluklarında mutlaka uygulanması gerekir. Diğer sorunlarda uygulanması gerekli değildir. Bu tedavinin Hipnoterapi ve psikoterapiye bir üstünlüğü yoktur. İlaçların yan etkileri tedavinin başlıca sorunudur. Günümüzde psikolojik sorunlar için etkin bir ilaç tedavisi yoktur. Tedavi uzun sürmesine rağmen, tekrarlar fazladır.

Psikoterapi: Bunlar bilişsel, davranışsal, dinamik ve varoluşsal terapilerdir. Bunların herhangi bir yan etkisi olmadığı gibi, etkinliği kanıtlanmıştır. Uzmanlarca uygulandığında, hastalarda tamamen iyileşme sağlar. Bu tedavi için zaman ayırmalı ve maddi olanaklara sahip olunmalıdır.

Hipnoterapi: Bu telkinlerin ve psikoterapi yöntemlerinin trans altında uygulanmasıdır. Bu tedavide bilinç dışı erişim kolay olduğundan, daha kısa sürede sonuç alınabilmektedir. Daha düşük maliyetle, daha kısa zamanda neticelenir. Diğer tedavilerle iyileşme sağlanamadığında, Hipnoterapi en büyük yardımcıdır. Öğrencilik ve iş hayatında başarı, ağrısız doğum, anestezi gibi alanlarda destekleyici etkileri vardır.


HİPNOTERAPİNİN KULLANILDIĞI ALANLAR


Hipnoterapi, hipnoz her ne kadar sigara bırakmakla, kilo vermekle ya da fobi tedavisiyle fazlaca anılır olsa da etki alanları ve sonuçları açısından çeşitlilik arz eder. Özellikle Avrupa’da ve Amerika’da birçok spesifik ihtiyaç alanında kullanılmaktadır. Öyle ki cilt sorunlarından, tüp bebek tedavisine; kadın doğumdan, iş ve sanat hayatında ki verimliliğe; dil öğreniminden, sportif performansa ve yaratıcılığa kadar geniş bir yelpazede kullanıldığını görmekteyiz. Bu çeşitlilik hipnozun duygu ve düşünceler üzerindeki dönüştürücü gücünden gelmektedir. Zihnin ve bedenin etkileşimli bir bütün olduğu göz önüne alındığında hipnozun etki alanının ne kadar geniş olabileceğini çıkarabiliriz.

Hipnoterapi sınav heyecanı yaşayanlar, sınav stresi yapanlar, ders çalışmak istediği halde çalışılamadığında, konsantrasyon ve dikkati arttırmada, motivasyon ve disiplinli çalışma konularında öğrenciler için etkili bir tedavi yöntemidir. Tırnak yeme, parmak emme, sigara ve alkol bıraktırma, uyuşturucu madde bağımlılığı gibi zararlı alışkanlıklardan kurtulmada çok büyük destekleyicidir. Ayrıca sosyal fobilerde, kişilik bozukluklarında, psikolojik bellek kayıplarında, psikolojik bayılmalarda, psikolojik ağrı bozukluklarında, depresyon tedavisinde, cinsel işlev bozukluklarında, uyku problemlerinde oldukça etkili olmakta ve kişi tedavi edilmektedir. Diş tadavisinden korkanların veya ağrısız doğum yapmak isteyenlerin de başvurduğu hipnoterapi yöntemdir. İnsanların yaşamlarındaki olumsuz duygu ve davranışların ortadan kalkmasına ve daha mutlu olmalarına yardımcı olmaktadır. Hipnoterapi ile kısa zamanda olumlu sonuçlar elde etmek mümkündür. Özellikle fobilerde ve kaygı (anksiyete) bozukluklarında, panik bozuklukta 3-5 seansta insanlar rahatlamakta ve bu durumlardan kurtulmaktadırlar. Hipnoterapi ağrısız, ilaçsız ve yan etkisi olmayan bir tedavi yöntemi olması nedeni ile insanların başvurdukları bir yöntemdir.


İYİ BİR HİPNOZ SEANSI İÇİN NELER YAPILMALIDIR


Hipnoza girip girilmediği düşünülmemeli ve sadece telkinlere odaklanılmalıdır. Telkinler analiz edilmemelidir. Bunlar seans öncesinde paylaşılmakta ve kişinin onayı alınmaktadır.Çevreden gelen seslere odaklanılmamalıdır. Sadece hipnotistin sesine odaklanmak gerekir.

Kendinizi hipnozun akışına bırakmalı ve süreci kontrol etmemelisiniz. 

Konsantre olmakta zorluk çekilmesi durumunda, bu durum terapiste anlatılmalıdır. Bu sırada olan ihtiyaçlar bildirilmelidir.

Trans sırasında duygularınızı bastırmaya ya da kontrol etmeye çalışmamalısınız. Kendinizi özgür hissetmeli, ağlamak isterseniz yada farklı sözel, bedensel sağılım oluşur ise bunu da yapabilmelisiniz.

Birçok sorun karşısında hipnoterapi diğer normal terapilere göre daha hızlı etkili ve faydalı olabilmektedir. İnsanlarda derin yaralar açabilen problemler hipnoterapi ile hipnoz sayesinde daha kısa sürede ve kalıcı olarak çözüme ulaşabilmektedir. Hipnozdan yarar görmek için, isteklerinize karşı arzu duyun, açık fikirli olun, gerçeği olduğu gibi görün, kendinizi motive edin. Eğer ki kendinizi motive etmez ve problemlerinizden kurtulmak için istekli olmaz iseniz çözüme ulaşmanızda bir o kadar zor olacaktır. Olumsuzlar yerine her zaman olumlu olan şeyleri kabullenin ve değişime açık olun.


HİPNOZ SEANSLARI NE KADAR SÜRER?


Hipnoterapi gerçekten de çoğu psikolojik kökenli sorun için en etkili çözüm yöntemi olarak gösterilebilir. Ama hastaların çok yüksek beklentiler içine girmemesi, sorunlarını tek seansta çözeceklerini düşünmemesi gerekir. Diğer yöntemlere göre çok daha etkili olsa bile yine de bir tedavi sürecidir ve bazı durumlarda tahmininizden daha uzun vakit alabilir. Bu süreç çözülecek probleme ve kişinin yaş ve özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Bazı konular için iki seans yeterli olurken bazen de 15- 20 seansa kadar uzayabilir.


HİPNOTERAPİNİN YAN ETKİSİ VAR MIDIR ?


Hipnoz insanların düşündüğü kadar esrarengiz ve heyecanlandıracak bir yöntem değildir. Kişinin dikkatini toplayan rahatlama durumudur. Kişi dikkatini çeken bir şeye odaklanarak transa geçer. Hipnoz sırasında kişi telkinlere açıktır.  

Hipnoterapi yetkili bir kişi tarafından yapılıyor ise, hiç bir yan etkisi yoktur. Bu terapinin en olumsuz yanı, herkesin eşit derecede hipnotize olmamasıdır. Bir kişi hemen transa geçerken başka bir kişi direnç nedeni ile hemen hipnotize olmayabilir. 1950 yıllarından sonra kişinin hipnoza ne kadar yatkın olup olmadığını anlamak için bilimsel ölçekler belirlenmiştir. En çok kullanılan ölçek, Stanford Hypnotic Susceptibility Scale (SHSS) ölçeğidir. Farklı bedensel ve mental testlerde vardır. Hipnoz sırasında hipnoterapiste güven de çok önemli bir yer tutar. Gün içerisinde transa kolaylıkla geçen insanlar daha kolay hipnoz edilebilir. Fakat iletişim kurmakta güçlük çekilen ve psikotik bozukluğu olan kişilere hipnoterapi yapılamaz. Hipnoz edilen kişiye sakinsin, iyi hissediyorsun gibi telkinler verilmektedir. Kişinin transa geçmesi gözlerinin kıpırdaması, yüz kaslarının gevşemesi gibi belirtilerden anlaşılabilir. Hipnoz olan kişiye hayal etmesi gereken söylenerek telkinlere devam edilir. Daha sonra yine telkinler ile hipnozdan çıkartılır.

 

SEANS SONRASI SÜREÇ 


Terapisi sonrasındaki ilk haftayı onarılma olarak değerlendiriyoruz. Seansın hemen ardından kişi yoğun bir rahatlama ve yorgunluk hisseder. Takip eden süreçte kişi genellikle enerjisinde bir yükseliş fark eder ve yaşamında yeni bir açılım deneyimler. Çoğu danışan seans sonrasında daha mutlu, enerjik, rahatlamış olur ve yaşamıyla ilgili bazı cevaplar bulduğunu anlar. Bunun yanı sıra yerleşik zihinsel ve bedensel yüklerden kurtulmuş olunması nedeniyle nadiren de olsa hafif baş ağrısı, yorgunluk, karışık rüyalar veya uyku ihtiyacında artış görülebilir. Çok nadir olarak da hafif mide bulantısı ya da sindirim sisteminin çalışmasında artışla karşılaşılabilir. 

Diğer Hizmetler

FREKANS TERAPİSİFREKANS TERAPİSİ

HİPNOTERAPİHİPNOTERAPİ

REGRESYON TERAPİSİREGRESYON TERAPİSİ

NLPNLP

HOLOTERAPİ (Nefes Terapisi)HOLOTERAPİ (Nefes Terapisi)

ENERJİ TIBBIENERJİ TIBBI

EFT - DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞME TEKNİKLERİEFT - DUYGUSAL ÖZGÜRLEŞME TEKNİKLERİ

Bize Yazın
Bize YazınX



Talep Gönder